BEYNİN
FREKANS DALGALARI
Beyin
titreşimlerinin tespiti ilk defa Richard Caton tarafından 1875 yılında yapıldı.
Bugüne kadar geçen yüz otuz yıla rağmen bu konuda hala sırlarını çözemediğimiz
beyin, değişik dalga boylarında titreşiyor. Taşıdığımız bir sürü duygunun ve ruh
halimizin beynimizde titreşimsel bir karşılığı olduğunu öğrenmek ise yıllarımızı
aldı.
“Ona
aşık oldum galiba, gördüğümde her yerim tir tir titriyor", "o kadar sinirlendim ki
onu parçalamak istedim", "duyduklarım beni o kadar rahatlattı ki bir denizde
yüzüyor gibiydim", "öğrendiğim bu bilgi kafamda pek çok soru oluşturdu", "karşıma
çıkacak sonuçtan o kadar korkuyorum ki kalbim yerinden çıkacak gibi”
Yukarıdaki cümlelerin içinde saklı duyguların her birinde beynimiz, ayrı dalga
boyunda frekanslarda titreşimler yayıyor. İsimlendirilen her dalga boyunun
salınımı, duygu değişimleri sırasında frekansını değiştiriyor.
______________________________________________
(
http://www.indigodergisi.com/nesrin_26.htm dan
alıntıdır )
Kısacası Beyniniz bir radyo gibidir… elektrik dalgalarını alır ve
yayar. Frekanslar, elektrik faaliyetlerinin ölçüldüğü ve grafiğinin çıkarıldığı
aralıklardır. Her şey bir ölçüde frekans yaydığı için frekanslar etrafınızı
sarar ve bedeninize bile nüfuz eder. Yeryüzünün ise kendine özgü frekansları
vardır.
Bedeniniz hareket ettiğinde, bu hareketler etrafınıza iletilir.
İyonosfer katmanı (buna iyonosferik kovuk da denir) yaklaşık 9.5 cps’lik(saniyedeki
devirler, 7.5 civarındaydı ama şimdi çok hızlı şekilde artıyor) frekansa
sahiptir. Bedeniniz 6.8 ve 9.5 Hz arasında titreşiyor. İskeletiniz ve iç
organlarınızın birbiriyle uyumlu hareketleri yaklaşık 8 ile 9 cps hızındadır. Bu
da şu anlama gelir: bedeniniz ve iyonosferik kovuk toplamda eş zamanlı hareket
eder.
Gezegenle birlikte yankılanırsınız ve birbirinizle enerji alışverişinde
bulunursunuz. Ne kadar uzaklıktan enerjinizi yeryüzünün elektromanyetik
kovuğuyla paylaşabilir ve enerjinizi yayabilirsiniz? Yaklaşık 40.000 km. ya da
gezegenin yaklaşık tüm çevre uzunluğu kadar. Başka bir deyişle, zihninizden ve
bedeninizden gelen sinyaller bu iyonosfer kovuğu vasıtasıyla tüm gezegene
yaklaşık saniyenin yetmişte biri kadar hızda yayılır. İnsan bedenleri ve çevre
arasındaki frekans bağı nedeniyle güneş/ay/fırtına/gökgürültüsü ve insan
davranışlarındaki değişiklikler
(mesela: dolunay deliliği) arasında bir ilişki
vardır. Hatta benzer ilişki güneş ışınları ile hisse senedi
fiyatları arasında
da buna benzer bir ilişki vardır. Sadece biz çevremizi etkilemiyoruz, çevremiz
de bizi etkiliyor. Çünkü her ikimiz de aynı frekansta (7-9.5 cps) titreşiyoruz.
Ya da daha iyi bir ifadeyle biz ve gezegen aynı şekilde frekans değiştiriyoruz.
Zihin gücü tekniklerini uygulamaya başladığınızda düşünceleriniz
“bulanık geçici arzular” peşinde olmadığında isteğiniz somut ve gerçek olur.
Zihnin frekanslarını anladığınızda başkalarının düşünce dalgalarının da
kolaylıkla sizinkiyle uyumlu olduğunu göreceksiniz. Gezegensel frekans arttıkça
sizin kişisel frekansınız da artacak. Bu nedenle, gerçekleştirme gücünüzü daha
kolay ve daha hızlı kullanabileceksiniz. Bu noktadaki şunu bilmelisiniz ki
içinde bulunduğumuz gezegenin modern zamanı zihin gücünüzü geliştirmek için en
iyi zamandır.
İnsan beyninin yaptığı zihinsel aktiviteye göre belli frekansları vardır.
BETA: 14-30 cps – zihin fiziksel bir aktivite ile meşgulse ya da tetikteyse
ALFA: 7-13 cps – hayal kurduğunuzda ya da düşüncelere daldığınızda
TETA: 3.5-7 cps – uyuya kaldığınız an
DELTA: 0.5-3.5 cps – en derin uykuya daldığınız an
Frekansları Teta’dan Alfa’ya be Beta’ya değişmesine dikkat edin. Nasıl arttığını
fark ettiniz mi? Gezegenin frekansı artıyor…bu gezegeninde uyandığı anlamına
gelir mi?.Düşüncelerinizin sizin ve çevreniz üzerinde farklı etkileri olur.
Alfa ve Teta durumu özellikle en yararlı olanlarıdır ve bu iki beyin durumuna
daha çok başvurulur. Beyin durumu ne kadar düşerse kafanız o kadar rahattır.
Bu beyin durumlarına ulaşmak;
1. Beyin dalgalarınız iyonosferin doğal frekansına daha yakın olacaktır…yani
çevrenizi lehinize kullanmak ve etkilemek daha kolay olacaktır. Çevre derken
bulutlardan, yerden, ağaçlardan bahsetmiyoruz…yaşadığınız alanı kapsayan
mekanı,enerjiyi,zamanı kastetiyoruz.
2. Zihninizi kullanmak için farkındalığınız ve yeteneğiniz daha kolay ve daha
güçlü hale gelecektir. Bu tüm zihin gücü çalışmanızı etkileyecektir.
Farkındalığın çeşitli hallerine ve bilincin çeşitli aşamalarına
ulaşabileceksiniz.
3. Kalp atışınız yavaşlayacak ve bedensel fonksiyonlarınız rahat konuma
gelecektir. Unutmayın giriş bölümünde içsel bedensel fonksiyonlarınızla
bilinçaltınız nasıl ilgileniyordu? Zihninizin uğraşacağı bir sürü işi var, hücre
bölünmesinden tutun, kan pompalamaya, sinir uyaranlarını analiz etmekten anı
depolamaya kadar bir sürü şey. Zihniniz kesinlikle meşguldür ve tüm bunlar
olurken sizde başka şeylerle uğraşıyorsunuzdur. Bunları düşünmenize bile gerek
yoktur. Temel olarak, beyin dalgalarınız yavaşladıkça ve zihniniz daha da
rahatladıkça bedeninizde rahatlar. O zaman zihniniz bedeninizle daha az uğraşır.
Farkında olmayan zihniniz teknikleriniz üzerinde daha çok vakte sahip olur.
Beden rahatladığında beyninize daha fazla kan pompalanır ve beyin daha fazla
beslenir. Bunun tam tersi beden rahatlamayıncaya kadar bu teknikleri
uygulayamayacağınız anlamına gelmez. Enerji seviyeniz açısından bazı şeyleri
kolaylaştırmak için teknikleri boş mideyle deneyin (aç değil, boş) farkı
hissedeceksiniz.
4. Beyin dalgalarınız yavaşladıkça daha iyi odaklanırsınız.
5. Siz beyninizin farklı bölümlerine ve fonksiyonlarına ulaşırken bu konuda
eğitimsiz olanlara fark atarsınız.
Düşünceleriniz vardığı yerde engelleri rahatlıkla aşabilir. Yani
düşünceleriniz bir başkasının düşüncelerine rahatlıkla karışabilecek yeteneğe
sahiptir. Bu halde kişiyi programlayabilirsiniz. Beyninizi alfa durumuna
getirmek zihninizi lehinize kullanmanın ve etkilemenin ilk anahtarıdır.
_________________________________________________________
http://www.spatyom.com/beynin-gizli-gucleri-margi-hillier-t4719.html?s=
ed69bcf768085edca0ad1af650e621a6&p=16382
dan alıntıdır.
Elektroensefalograf beyindeki
elektriksel faaliyetleri ölçer. Bu ölçümler, beyinde her biri kendine özgü
işlevlere sahip dört farklı durum saptanmıştır. Bunlar Alfa, Beta, Teta, ve
Delta' dır.
BETA DALGALARI:
Beta,
fazlasıyla meşgul olduğumuz hallerde devreye girer. Hızlı, seri ve inişli
çıkışlı dalgalardır. Heyecanımız arttığında veya dış faktörlerce fazlaca
uyarıldığımızda beta dalgaları yayınlamaya başlarız. Konuşan biri, ders veren
bir öğretmen beta dalgaları yayar. Konuşma sırasında tartışma çıkarsa, ortalık
gerginleşirse beta dalgalarının frekansı artar.
ALFA DALGALARI:
Alfa dalgaları
ise; rahatlayınca, heyecan yatıştığında devreye girer. Alfa dalgalarının beta
dalgalarına kıyasla genliği daha yüksek, frekansı daha düşük. Beta dalgaları
saniyede 15 ila 40 Hz yaparken, alfa dalgaları saniyede 9 ila 14 Hz arasında
devir yapıyor. Elinizdeki iş bitince, bir toplantıdan dışarıya çıkıp hava
aldığınızda alfa dalgaları gene faaliyete geçiyor.
TETA DALGALARI:
Teta,
zihnimizin bilinçsiz olduğu hallerde ortaya çıkmakta. Frekansı çok düşüktür,
saniyede 5 ila 8 Hz
arası
.
Teta
dalgaları bastırılmış duygular ortaya çıktığında aktifleşiyor. Yaratıcılık için
ihtiyaç duyulan beyinsel bağlantılar da teta dalgaları sayesinde kuruluyor.
Uzun bir
yolda ilerlerken, yürüyüşe çıkıp bedeninizi dinlendirmek istediğinizde, gene
ilginç ve yaratıcı fikirlerin dalgası teta işbaşındadır.
DELTA DALGALARI:
Delta,
frekansı en düşük olan dalgadır tespit edilenler arasında. Saniyede 1.5 ila 4 Hz
arasında gidip gelir. Son derece de düzensiz yayılır. Bilinçsiz zihnin en
derinlerinde, uykunun en derin saatlerinde bu dalgaları yayar beynimiz.
Yatakta kitap okurken de yayılan dalgalar gene betaya dönüverir. Uykumuz gelince
önce düşük frekanslı beta, kitabı okumayı bırakıp yanı başınıza koyunca alfa,
uykuya geçmeye başlayınca teta, uyku derinleşince de deta devreye giriyor.
Araştırmalar teta ve delta
dalgalarının özellikle yaratıcılıkla ilgili olduğunu, bu dalgaların beynimizin
içine doğru odaklanmamıza yardım ettiğini ve yaratıcı düşünceyi ortaya
çıkardığını ileri sürüyorlar. Bu dalgaların en aktif olduğu dönem uykudan uyanma
dönemidir. Bu nedenle uykudan uyanma süreci yaratıcılık açısından en yararlı
dönemdir. Buna örnek olarak Descartes, en çok uyandıktan sonra, yatakta uykulu,
yarı uykulu bulurmuş yeni fikirleri.
Yaratıcılık ile beynin dalgaları
arasında ilintili olduğu belirginleştikçe, beynin elektriksel çalışmasını
düzenleme faaliyetleri de daha popülerleşiyor. Birçok uzak doğu geleneği,
aslında beynin kendisini dingin bir hale getirmeye yarıyor.
Beynin dalgalarına egemen
olduğunuzda, sinirlenmeyen, aşırı heyecana kapılmayan, zihni yaratıcılık
sürecini uzatabilen biri haline geliyorsunuz. Kas gücünü çalıştırır gibi beynin
dalgalarını çalıştırabiliyor, istediğiniz yönde harekete geçirebiliyorsunuz..
|